Lgs Türkçe Paragrafta Anlam Testi Çöz 16

1 ) Dil; bir toplumun temel özelliği, varlığı sayılır. Toplumlar ancak dilleriyle var olur. Bir ulus egemenliğini kaybedip dilini korursa yeniden var olması mümkündür. Dilini kaybeden uluslar tarih sahnesinden silinir. Ünlü düşünür: “Bir toplumu yok etmek istiyorsanız işe dilinden başlayın.” der.

Bu metinde yazar, ana fikri desteklemek için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?

2 ) (I) O gün evde yalnızdım. (II) İstanbul’dan gelen, kimsenin kullanmadığı pırıl pırıl kaşağıyı alıp ahıra koştum. (Ill) Taşla dişlerini ezdim, parçaladım; sonra da kaşağıyı attım. (IV) Babam, kaşağının kırıldığını fark edince çok kızdı; ben de korkumdan, kardeşim Hasan kırdı, dedim.

Bu metinde numaralanmış cümlelerdeki hikâye unsurlarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

3 ) I. Güneşin gecenin karanlığını aydınlattığı gibi o da kuzucuklarını aydınlatmalıydı.
II. Bir an önce evden çıkmalıydı.
III. Sabahın ilk ışıklarıyla derin uykusundan uyandı.
IV. Çünkü onu bekleyen çok sayıda kuzucuğu vardı.
V. Yeni bir güne başlamanın heyecanını o ince ruhunda yaşıyordu.

Numaralanmış cümlelerle mantık akışına göre anlamlı bir metin oluşturulmak istenirse sıralama aşağıdakilerden hangisi olur?

4 ) Tarih kadar eski bir ayakkabı olan yemeni, unutulmaya yüz tutuyor. Oysaki yemenicilik sanatı Gaziantep'te babadan oğula geçen çok eski bir ata sanatı. İslam kültürünün bir parçası olan yemeni, altı yüz yıldır bu bölgede varlığını sürdürüyor. Eskiden derinin yalnızca doğal rengi kullanılırken sonraları siyah ve kırmızı eklenmiş. Şimdiyse turuncusundan kahvesine, mavisinden yeşiline her renk yemeni üretiliyor. Kiminin terlik gibi arkası açık, kimi ayakkabı şeklinde... Çizmesi bile yapılıyor ki onlar da Hollywood’un film setlerine gönderiliyor. Truva filminde “Achille” rolünü oynayan Brad Pitt’in botlarını Orhan Çakıroğlu yapmış. Bu metinde yemenilerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değiniimemiştir?

5 ) Türklerin içinde iri yarı biri vardı, neredeyse iki metrenin üstünde olmalıydı. Bizimki de en az onun kadar iriydi. Sanırım prestij için iri adamlarını seçmişlerdi. İkisinde de beyaz bayraklar vardı ve ortada duruyorlardı. Ben ölüleri gömenlerden biri değildim ama siperin kenarında oturdum ve bir süre sonra yanlarına gidip Türk’e sığır kavurması ikram ettim. Gülümsedi, çok sevinmiş göründü ve o da bana ipe dizilmiş incir verdi. Jacko adını verdiğimiz Türk askerlerinden ben de bizimkilerin hepsi de pek hoşlanmıştı. Onun için kötü bir söz söylendiğini duymadım, temiz dövüşürlerdi ve dünyanın en cesur insanlarıydı. En yoğun ateş karşısında bile durmazlardı, fanatik insanlardı. Onlarla ateşkeste karşılaştığımızda çok esaslı insanlar oldukları sonucuna vardık.

Bu metin, aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir?

6 ) Polyannacılık, bazı kişilerce gerçekleri göz ardı etmek olarak yorumlanır. Aslında Polyannacılık, kaybedilen herhangi bir şey için üzülmek yerine elindekilerle yetinme ve mutlu olma davranışıdır. Kötü olayların iyi tarafları görülmeye çalışılır. Yani kötü bir davranış biçimi değildir. Burada bir savunma mekanizması söz konusudur. Kişi, her olayın iyi tarafını görmeye çalışarak üzücü olayları bastırmaya çalışır ancak aşırısı kişinin ruh sağlığını etkileyebilir. Aşırı olmadan yerinde kullanıldığı sürece kişiyi sıkıntılarından ve kaygılardan korur.
Bu metinde yazarın asıl anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?

7 ) Arkadaşlık; tanıdığımız birisi ile ortak iletişim kurmak, ortak birtakım işler yapmaktır. Aynı oyunda oynamak, aynı işte çalışmak, aynı şarkıyı söylemek gibi... Dostluk ise hayattaki en büyük armağanlardan biridir bizim için. Dostumuzun olması bize güç verir. Hayata karşı kendimizi yalnız hissetmeyiz. Arkadaş, hayatınızın bir döneminde yanında olur, yokluğu sizi pek fazla sarsmaz. Ama dostunuz hem iyi günde hem de kötü günde her zaman yanınızda olacaktır. İşte dostluk böyle bir şeydir. Uzun soluklu bir nefes gibi.
Bu metinde aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?

8 ) Eskiden de vardı bu türde yazanlar, bir iki kişiydi ama şimdi neredeyse her dergide karşımıza çıkıyor. Bugünlerde daha sık sahne alan bu yazılar bir tür günlük gibi ama değil... Eleştiri desen hiç değil. Okuma notları da değil... Bunları okuyunca gerçek eleştiri ve eleştirmeni mumla arıyorum, desem net bir fotoğraf ortaya koymuş olurum.
Yazar bu metinle aşağıdaki soruların hangisine cevap vermiştir?