Lgs Türkçe Paragrafta Anlam Testi Çöz 19 1 ) l.Metin Safranbolu’ya yaklaşıyorduk. Yanımda oturan kişi şehrin eteğini saran ağaç kümeleri arasında çok iyi seçemediğim bir noktayı işaret etti. - Cinci Hanı, dedi. Uzaktan çok hoş görünüyordu. Hanın özelliklerini merak ettim ve yanımdaki arkadaş, bana uzun uzun anlatmaya başladı. II.Metin Safranbolu, Karabük ilinin turistik bir ilçesidir. Safranbolu şehir merkezi ve Karabük il merkezi birbirine çok yakındır. Klasik Osmanlı mimarisini yansıtan bu şehir, bu özelliğiyle Türkiye’de Dünya Miras Listesi’nde yer alan dokuz kültürel varlıktan biridir. Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak yönlerinden biridir? ADoğadan bahsetmeleri BSayısal verilerden yararlanmaları CÖznel anlatımla oluşturulmaları DBir yeri tanıtmak amacıyla yazılmış olmaları 2 ) Sait Faik Abasıyanık, kıyafeti ve davranışlarıyla yazarçizer takımının aydınlarına hiç mi hiç benzemezdi. Koltuğunun altında kitap taşımaz, okuduklarını anlatmaz, düşüncelerini iddialı savunmaya kalkmaz, kişiliğini ikide bir de ileri sürmez, kendinden hiç söz etmezdi. Sait Faik ile tanışanlar bir halk adamı sanırlardı onu. Hakları da vardı çünkü Sait Faik gerçekten bir halk adamıydı, yaşadığı toplumun doğal bir parçasıydı. Bu metinde “Sait Faik Abasıyanık" ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? AO dönemde okuyucu tarafından en çok okunan yazarlardan olduğuna BDevrinin diğer yazarlarından farklı bir çizgide olduğuna CKendini ön plana çıkarmadığına Dİçinden çıktığı halk kesiminin özelliklerini taşıdığına 3 ) I. Balıklarımız gelene kadar insanlara aldırmadan lokantanın üstünde uçuşan martıları seyrediyoruz. II. Garsona ızgara balık söyleyip beklemeye başlıyoruz. III. Öğleye doğru gemimiz küçük bir limana ağır ağır yanaşıyor. IV. Gemiden ayrılıp kıyıdaki bahçeli, büyük lokantalardan birine gidiyoruz. V. Uman irili ufaklı teknelerle dolu. Numaralanmış cümlelerle olay akışına göre bir metin oluşturulduğunda sıralama nasıl olur? AIV- II - I - III -V BIII - V- IV- II - I CIII - V - I - IV-II DV - I -III - IV- II 4 ) Pek çok öykü yazıldığı, öykücü sayısı hızla arttığı hâlde öykü, bizde değer bulmuş bir tür değil hâlâ. Yayıncılar, daha çok tanınmış yazarların öykülerini basıyorlar Türkiye’de. Bastıklarının çoğu da ne yazık ki yabancı yazarların eserleri. Oysa aynı yayıncıların romana bakışları çok farklı. Öyküye burun kıvıran yayıncılar, roman söz konusu olunca fazla tereddüt etmiyorlar. Bu metinde yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmamaktadır? ASon zamanlarda öykü yazarlarının sayısının artmasından BYayıncıların yerli yazarlara öncelik vermemelerinden CÖykücülüğün yazın dünyamızda hak ettiği yeri bulamamasından DDaha çok, tanınmış yazarların öykülerinin basılmasından 5 ) Karacaoğlan, halk edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. O, insanlara engin bir sevgiyle bağlıdır yalnız dinî konulara değinmemiştir. Şiirleri aşk ve doğa üzerinde kuruludur. Ayrılık, gurbet, aşk, sıla özlemi ve ölüm en çok değindiği konulardır. Şiirlerinde sıkça adları geçen duygularını içten ve gerçekçi şekilde dile getirir. Çok yalın ve temiz bir Türkçe kullanmıştır. Kendisinden sonra gelen birçok ozanı da derinden etkilemiştir. Bu metne göre aşağıdaki dörtlüklerden hangisi Karacaoğlan'a ait olamaz? ATelli turnam sökün gelir İnci mercan yükün gelir Elvan elvan kokun gelir Yâr oturmuş yele karşı BMail oldum senin ince beline Canım kurban olsun tatlı diline Âşık olup senin hüsnün bağına Kırmızı güllerin dermeye geldim. CDeli gönül gezer gezer gelirsin Arı gibi her çiçekten alırsın Nerde güzel görsen orda kalırsın Ben senin derdini çekemem gönül DGökyüzünde İsa ile Tur Dağı’nda Musa ile Elimdeki asa ile Çağırayım Mevla’m seni 6 ) Bir yarışmada birincilik demek her şey demek değildir. Bu dereceyi alanlar için bundan sonrası büyük bir önem taşır. Ödülden sonrası profesyonel çizgide alacağınız yoldaki çabanızı gösterir. Bakıyorum da bu çizgide bazı isimler, aldıkları ödülle yetinmişler. Sanki bu ödül onlar için son nokta olmuş. Ulaşılabilecek başka hiçbir hedef kalmamış gibi davranıyorlar. Oysa o ödül çoğu sanatçı için bir başlangıçtır, işaret fişeğidir. Çalışmalarına hız verirler. Yazar bu metinle aşağıdaki soruların hangisine cevap vermiştir? ADaha önce hiç ödül aldınız mı? BSanatçılar, aldıkları ödülleri önemsiyorlar mı? CEdebiyat ödülleri kimin tarafından verilmeli? DEdebiyat dünyasında verilen ödülleri yeterli buluyor musunuz? 7 ) Yarın arifeydi. Öbür günkü bayram için hazırlanan beyaz kurbanlar, küçük Grigal palankasının etrafında otluyorlardı. Karşıda... Yarım mil ötede Toygun Paşa’nın son kuşatmasından çılgın kışın hiddeti sayesinde kurtulan Zigetvar Kalesi, sönmüş bir yanardağ gibi simsiyah duruyordu. Hava bozuktu. Ufku, küflü demir renginde, ağır bulut yığınları eziyor; sürü sürü geçen kargalar tam hisarın üstünden uçarken sanki bir kara haber götürüyorlarmış gibi acı acı bağırıyorlardı. Palanka kapısının sağındaki beden siperinde sahipsiz bir gölge kadar sakin duran Kuru Kadı yavaşça kımıldadı; ikindiden beri rutubetli rüzgârın altında düşünüyor, uzakta, belirsiz sisler içinde süzülen kurşuni kulelere bakıyordu. Bu metnin anlatım özellikleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? AAnlatım 1. kişinin ağzıyla yapılmıştır. BHikâyenin bütün unsurları yer almaktadır. CBetimleyici anlatım biçimi kullanılmıştır. DDuyularla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir. 8 ) I. Sonra masalların yayıldığı mekânların isimleri masallara ad olarak verilerek masallar tek tek künyelenmelidir. II. Bu çalışmalar yapılmadan gerçekleştirilebilecek her türlü değerlendirme eksik kalmaya mahkûmdur, III. Bu sıralamada coğrafya veya zaman dikkate alınabilir. IV. Türk masalları ile ilgili çalışma yapmak isteyen bir kişi önce Türk masallarının doğduğu ve yaşadığı alanı zaman ve mekân kavramına dikkat ederek tespit etmeli. V. Bu künyeleme belirli bir sıraya göre yapılmalıdır. Numaralanmış cümlelerin anlamlı ve kurallı bir metin oluşturacak şekilde sıralanışı aşağıdakilerden hangisidir? AIV-II-I-III-V BIV-V-I-III-II Cıv-ııı-ıı-ı-v DIV-l-V-lll-ll 9 ) Elbette ben de başka şair ve yazarlardan beslendim. Fakat beslendiğim çağdaş kültür adamları arasında kaynaklara ve değerlere farklı yaklaşımlar vardı. Mehmet Akif, Yahya Kemal, Necip Fazıl, Arif Nihat Asya ve Sezai Karakoç gibi sanatçılardan da etkilendim. Bazı eleştirmenler bunu çok fazla eleştirdiler. Tabii ki bu eleştirilerin haksız olduğunu düşünüyorum. Bu sanatçılar gönül erleridir ve en güzel sanat eserlerini ortaya koymuşlardır. Dolayısıyla böyle sanatçılardan etkilenmemek olanaksızdır. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiştir? AMehmet Akif, Necip Fazıl gibi sanatçıları niçin üstün değer olarak görüyorsunuz? BGüzel bir eser ortaya koymanın yolu nedir? CSanatçı kişiliğinizi oluştururken başka sanatçılardan, kültürlerden etkilendiniz mi? DSanatçılar ve eleştirmenler arasındaki tartışmanın sebebi nedir? 10 ) Bu cennet yerde pırıl pırıl, gölge gölge, tatlı serin orman patikaları; türlü mavilerin derinliğine uzanmış salına salına dolaşan ak bulutlar; tatlı serin yaylalar; katır tırnaklarıyla renkli, serçelerle sesli, ıtırlarla kokulu yamaçlar; çınarlı, kavaklı, çamlı düzlükler, boyunlar, tepeler... Kuyu başlarında, yükseklerde, kır ortalarında, yol kenarlarında, kale diplerinde sofralar...Ağza bayram getiren, boğaz yıkayan suların o değişik tadı. Gelip geçeni hayran bırakan, her damağı coşturmaya ant içmiş meyveler... işte şuracıkta, orda, ötelerde birbirinden çekici kentler, köyler... Bu metnin dil ve anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? AYansıma sözcüklere yer verilmiştir. BKişileştirmeden yararlanılmıştır. CBetimleyici öğeler kullanılmıştır. DBenzetmeye başvurulmuştur. 11 ) Ömer Seyfettin Hikâye Yarışması, her yıl birçok yeni ismi ortaya çıkarıyor. Türk Edebiyatı dergisi derece alan hikâyeleri bir araya getirip kitaplaştırıyor. Bu iyi ama daha sonra ne olacak bu çocuklar. Yeni çalışmalarıyla seslerini nasıl duyuracak, hele okumayı unutmaya başlamış bir toplumda bunlar nasıl tutunacak, nasıl kök salacak? Bu parçada yazarın yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir? AHalkın edebiyata duyarsızlığı yüzünden yeni hikâyecilerin seslerini duyuramaması BEdebiyat dünyasına her geçen gün yeni yazarların katılması CBazı yazarların yetenekli olmalarına rağmen eser vermekten kaçınması DYarışmalarda sıradan yazarların derece alması 12 ) Yüzyıllar boyunca insanları eğiten, onlara bilgiler veren öğretmendir. İnsanların ve toplumların akıl ve duygu yönlerinin gelişmesini yansıtan kişidir öğretmen. Özene bezene hazırlanan eserleri, yeni bulunan bir şeyi, insanların eski yaşayışını, yaptıklarını öğrencilere vererek onları geleceğe hazırlayanlar öğretmenlerdir. Öğrencilere araştırma, inceleme, eleştirme, karşılaştırma yeteneğini kazandırırlar, insanın, bireysellikten kurtularak dışa açılmasını sağlar. Bu parçada öğretmenin hangi özelliğinden söz edilmemiştir? Aİnsanların ortak ülküler için hareket etmelerini sağlaması BBilimsel düşünme ve çalışma yeteneği kazandırması CVar olan bilgileri öğrencilere aktarması Dİnsanların duygusal gelişimine yardımcı olması